Yıllar boyu medeniyetler aynı yerlerde kuruluyor, yıkılıyor, yıkılan medeniyetlerin üzerine yenileri kuruluyor ve izlerini günümüze kadar yansıtıyor. Konya da medeniyetlere, dinlere, felsefelere, filozoflara ev sahipliği yapmış, geçmişten gelen izlerini günümüze sunan tarihi bir kent.
Daha önce bir çok defa ziyaret ettiğim Konya’ ya bu defa, 8 km uzağında ki Sille köyünü görmek üzere gittim. Sille; bu tarihi kentin eteklerinde yerini alan, Yunan mitolojisinde “Silene” kelimesinden gelen, yapılan arkeolojik araştırmalara göre neolitik çağlara kadar uzanan, 6000 yıllık eski bir Rum köyü.
İpek ve Baharat yolu üzerinde olması sebebi ile Selçuklu döneminde de önemini yitirmeyen köy, içinde Roma’ya ait birçok kalıntıyı barındırıyor. Bizans, Kudüs ve Roma güzergahında bulunduğu için önemli bir dini merkez haline gelmiş, bu durum dünyanın en eski ve en büyük manastırları arasındaki Ak Manastır’ın (Hagios Khariton Manastırı) burada yapılmasını sağlamış.
Ak Manastır ile ilgili bazı kaynaklara göre, Mevlana’nın her yıl bir gün burada kaldığı ve gününü ibadetle geçirdiği yazılıdır.Manastırın diğer bir adı ise Eflatun Manastırı ya da Deyri Eflatun ve Platon’un Manastırı da denmekte olup, Konya’daki Eflatun Pınarı buna örnektir. Manastırın kitabeleri Konya Arkoloji Müzesi’nde mevcuttur.
Köyde yumuşak volkanik kayalara oyulmuş pek çok küçük kilise, Osmanlı mezar taşları, Selçuklu ve Osmanlıdan kalma camii ile ilk Hıristiyan Bizans imparatoru Konstantin’in annesi Helena tarafından M.S. 372’de inşa ettirilmiş Aya Elena kilisesi günümüze kadar gelebilmiştir.
Yeniden restore edilerek “Zaman Müzesi” adını alan Şapel, eski bir mezarlığın içerisinde, daha doğrusu “zamanın bittiği yerde” bulunuyor.
Türkiye’nin ilk Zaman Müzesi’nde, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait -zaman- ile ilgili birçok eser sergileniyor. Roma dönemine ait arkeolojik güneş saati ve usturlap bunlardan en ilginç olanları. İlgi çeken eserler arasında; Osmanlı ve Cumhuriyet dönemine ait özel tasarım saatler, Osmanlı paşaları tarafından düzenlenen ve genel kullanıma tanzim edilen ruznameler, cep ve masa takvimleri ile resmi dairelerde kullanılan el yazma- baskı takvimler, altın, gümüş köstekli cep saatleri, Türk Hava Kurumu’na ait illere göre coğrafik ve ekonomik verilerin bulunduğu cetvelli takvimi vb. birçok kıymetli eser yer alıyor.
Özgün yapısı son yıllarda zarar görse de günümüzde köy ve çevresi sit alanı olarak kabul edilip koruma altına alınan antik köy, medeniyetlerin ve dinlerin sırt sırta huzur içinde yüz yıllar boyu yaşadığının kanıtı olarak duruyor.
Sevgi Dinçmen / 2015
Sille Antik Köy / Konya